Bayraktepe, 360m yükseklikte yer almaktadır. Bayraktepe denilmesinin nedeni bayraklarla donatılmış bir tepe olmasıdır. Bayraktepe’de özel gün ve gecelerin yanı sıra hafta sonları açık büfe kahvaltı hizmeti de verilmektedir. Çamdağı’nın eteklerinde yer almasından ve yüksek bir rakımda bulunmasından dolayı da Hendek İlçesini ayaklarınızın altında görürcesine seyir zevki vermektedir. Bayraktepe’nin bulunduğu alan içerisinde Hendek Şehitliği de yer almaktadır. Geçmişten günümüze kadar gelmiş geçmiş 16 Türk devletinin rölyef ve kitabeleri de yine burada yer almaktadır. Bütün bunların yanı tarihi eserlerin sergilendiği Kültür Müzesi, Şeyh İzzettin İsmail Efendi Beratı’nın bulunduğu Osmanlı anıtı ve  eski F-10 savaş uçağı yine bu alanda yer almaktadır.

1,562 hektarlık bir alanı kapsayan Acarlar Longozu, Sakarya’nın önemli turizm merkezlerindendir. Acarlar Longozu Ormanı ise birinci derece doğal sit alanıdır. Koruma bölgesi içinde bulunan Acarlar Longozu, yaz aylarında kurumakta kışın ise su birikintisi ile oluşmaktadır. Longozun yüzölçümü 1.562 hektar olup, derinliği 1,5 metreye kadar çıkmaktadır. Yazın suları çekilen longozun toprakları köylüler tarafından tarım arazisi olarak kullanılmaktadır. Longozun çevresi bütünüyle dişbudak ormanlarıyla çevrilidir ve bu ağaçlar yer yer gölün bataklık kesimlerine sokulmaktadır.

Buralarda sülün, çulluk ve yaban ördeği gibi hayvanlar yaşamakta ve tatlı su balığı avcılığı yapılmaktadır. Longozdan çıkan balık türleri; yayın, kızıl kanat, sazan, turna, oklama ve bunların dışında birçok balık çeşidi bulunmaktadır. Acarlar Longozu 2300 civarında bitki türüne de ev sahipliği yapmaktadır. Su menekşesi, su lalesi ve çeşitli renkte nilüferler bunlardan bazılarıdır. Longozda ayrıca tekne ve su bisikleti turları yapılmaktadır. Bünyesinde ve çevresinde yeme içme ve alışveriş imkanları mevcuttur. Ziyaretçilerin rahatlıkla gezebilecekleri toplam 1.5 km uzunluğunda yürüyüş yolu ve seyir iskeleleri bulunmaktadır.

Maden Deresi ve Şelalesi doğa severler için güzel bir alternatiftir. Derenin sesini dinleyerek, yeşile bürünmüş bir çevrede yürüyüşler yapmak ve güzel bir kır sofrası kurmak için ideal bir yerdir. Bölgede bulunan mesire alanları, alabalık tesisleri ve balık restoranlarını da deneyimleyebilirsiniz. Mesire alanlarına giriş ücretlidir. Özel işletme tarafından işletilmektedir. Her mevsim ziyaret edilebilen alan özellikle yaz dönemleri şenlik havasında geçmektedir. Dere yatağı boyunca yer yer su geçişleri olmakla birlikte 1 km yürüyerek şelaleye ulaşabilmektedir. Bunun için uygun kıyafet tercih edilmelidir. Maden Deresine ulaşımı asfalt yol olup, her mevsim gidilebilmektedir.

Keremali Türbesi Akyazı ilçesi Keramali Yaylasında yer almaktadır. Keremali Türbesi ile ilgili çeşitli efsaneler anlatılmaktadır. Anadolu’nun İslamlaşmasında büyük yararlılıklar gösteren yedi kardeş evliyadan dördü ölünce geriye kalan Kerem, Ali ve Hasan bir kayıkla bugünkü Keremali Tepesi’nin eteğine gelirler. Kerem ile Ali kayıktan inmelerine rağmen, Hasan inmez. Diğerleri arkasından “Dur Hasan” diye bağırırlar, ancak Hasan durmaz ve suda kaybolup gider. O günden sonra buraya “Durhasan” denilir. Sonrasında Kerem ile Ali savaşa savaşa yaralı bir halde tepeye kadar tırmanırlar ve tepede şehit olurlar. Onun için tepeye “Keremali Tepesi” denir. Bugün, çıktıkları yerlerdeki kan ve ayak izleri ile oturup ağladıkları yerler hâlâ bellidir. Rivayetlere göre savaşlarda Keremali’nin türbesinde top patladığına, Kıbrıs Savaşı’nda da bunu görenler olduğuna inanılmaktadır. Ayrıca kendi ismiyle anılan Sakarya’mızın en yüksek zirvesi olan Keremali zirvesinde (1648m) yer almaktadır. Doğa yürüyüşçülerinin en sık ziyaret ettikleri alanlardan bir tanesidir. Yayla da ufak bir de bakkal bulunmaktadır. Ulaşımın Akyazı-Pazarköy üzerinden son 9 km si; Hendek-Çamlıca üzerinden ise son 15 km si toprak yoldan oluşmaktadır. Yoğun kış aylarında arazi araçları dışında ulaşmak pek mümkün değildir

160 bin metrekare alanın yeşile dönüştürülmesiyle oluşturulmuştur. Eski Zirai Donatım Kurumu Fabrikası arazisine inşa edilen ve yaklaşık 4 bin 500 metre karelik yürüyüş alanına sahip, Kent parktaki doğal ortam ve ağaçlar korunarak tüm yüzey çimlendirilmiştir. Parkta 14 bin metrekare gölet bulunmaktadır. Kent park, yanına kurulduğu Çark Deresi sayesinde her mevsim yeşildir. Parkın orta yerine inşa edilen gölet ve üzerinde yer alan adacıklara ulaşmak için iki köprü inşa edilmiştir. Adacıklardaki ağaç gölgeleriyle serin ve huzurlu bir ortamın sunulduğu parkta spor yapmak için de faklı bölümler bulunmaktadır. Yeme-içme imkanları mevcuttur. Ayrıca park içerisinde aslına uygun bir şekilde yapılan  çark değirmeni bulunmaktadır. Halkın hem yemek yiyebileceği hemde kitap okuyabileceği bir de uçak restoran yer almaktadır. Çark deresi boyunca yürüyüş yapabilir, bisikletinizle keyifli sürüşler gerçekleştirebilirsiniz.

Sakarya Müzesi: İl sınırları içerisinde bulunan arkeolojik ve etnografik eserleri toplayarak yapılan teşhir düzenlemesi sonrasında, 21 Haziran 1993 tarihinde halkın ziyaretine açılmıştır. Müzenin bahçesinde, Sakarya ili sınırları içinde bulunan Roma ve Bizans dönemlerine ait mimari parçalar, mezar taşları, sunaklar, yazılı taşlar, ostotek, pişmiş toprak erzak küpü ve sütun kaideleri sergilenmektedir. Müzenin sergi salonunda tarih öncesi çağlar, Roma ve Bizans dönemlerine arkeolojik eserler ile Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait etnografik eserler sergilenmektedir. Arkeolojik eserler arasında yassı el baltaları, pişmiş toprak kaplar, koku ve gözyaşı şişeleri, madeni ve cam eserler yer almaktadır. Etnografik eserler arasında Ulu Önder Atatürk’ün kullandığı eşyalar ile Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait ateşli ve kesici silahlar, bakır kaplar, mühürler ve el işlemeleri teşhir edilmektedir. Sakarya Müzesi Ücretsizdir. Müze Kart uygulaması ve satışı bulunmamaktadır. Müze Kartlar https://muze.gov.tr/MuseumPass web sitesi üzerinden satın alınabilmektedir. Pazartesi günleri hariç diğer günler gezilebilmektedir.

Osmanlı Devleti Padişahı Orhan Bey zamanında Orhangazi’nin silah arkadaşı olan Konuralp’in Akyazı’yı ve Sakarya’nın iki tarafındaki küçük kaleleri zapt ettiği sırada ormanlık ve suluk olan bu yerlere bir miktar Türkmen iskân ederek şimdiki şehrin bulunduğu yerde bir köy kurulur ve bugün “Orhan Camisi” diye anılan caminin yerinde de Orhan Bey namına bir cami yaptırılır. Sultan Hamid döneminin yüksek pencereli üslubuyla çatılı olarak yapılan cami, muhtemelen eski binasından daha büyüktür. Günümüzde yeni bir yapı olan cami; Adapazarı’nın daha köy olduğu dönemde “Orhan Gazi” adına yaptırılmıştır. Orhan Cami’nin çatısı ahşap olup, kiremit ile örtülüdür. Tek minaresi bulunmaktadır.

Serdivan Gölpark: Ailenizle ve sevdiklerinizle birlikte Sapanca Gölü kenarında zaman geçirmek, yürüyüş yapmak, piknik yapmak ve dinlenmek için en güzel alanlardan bir tanesidir. Ormanlık ve yeşillik alanlar içerisinde Sapanca Gölüne sıfır konumda bulunması sebebiyle ziyaretçiler tarafından çokça tercih edilmektedir. İçerisinde kafeterya, yürüyüş yolları, piknik alanları, çocuk oyun parkları ve seyir iskeleleri bulunmaktadır. Ayrıca konserler, müzik eğlenceleri ve söyleşiler de düzenlenmektedir. Özellikle gelin ve damatlar göl kenarında fotoğraf çekimleri için bu mekanı tercih etmektedirler.

Adını karıncalarla insanüstü ilişkiler kuran ve onlarla adeta konuşan bir Türkmen ermişinden aldığı söylenmektedir. Söylenceye göre karıncalar tarafından basılan bir köyün ahalisi Karınca Baba’ya başvururlar. Köylerini bu karıncalardan kurtarmasını isterler. Bu şahıs köye gelerek dua eder ve köyün karıncalardan kurtarılmasını sağlar. Bu olaydan sonra bu kişinin adı “Karınca Baba” olarak anılır. Hayatını adeta karıncalarla birlikte geçiren Türkmen ermişine, vasiyeti üzerine vefatından sonra yüksek bir kayanın üzerinde mezar yapılmış olup, burası zamanla “Karıncalı Dede Türbesi”ne dönüşmüştür. Bu türbeyi ziyaret edenlerin dileklerinin kabulü için bölgede bulunan ağaçlara bez parçası astıkları ve karıncaların yemesi için pirinç bıraktıkları görülmüştür. Türbenin etrafının ağaçlıklı olması sebebiyle Karınca Baba’yı ziyarete gelenler burada piknik yaparlar.

Karaman Baba’nın “Horasan Erenleri” ve “Alp Erenleri” arasında olduğu bilinmektedir. Karaman Baba, Peygamber soyundan gelmesinden dolayı yörede “Seyyid Karaman Baba” olarak da anılmaktadır. Karaman Baba, Anadolu’ya gelen, etraflarındaki inananlarla birlikte büyük kahramanlıklar ve kerametler gösteren “Horasan Erenleri” ve “Alp Erenleri” arasındadır. Asıl adı “Can Baba”dır. Kara lakabı ise, üstündeki kara elbise ve başındaki kara külahtan ötürü Hacı Bektaş Veli tarafından kendisine verilmiştir. Söylencelere göre, Can Baba, Hünkâr Hacı Bektaş Veli’yi ziyarete giderken, karalar giyinir, huzura öyle çıkarmış. İstanbul fethine giderken şehit düşmüştür.

Dişbudak ağaçlarının bulunduğu 18 dönümlük arazi içerisinde 3250 m² kullanım alanı olan ve tamamen doğal bir ortamdan oluşmaktadır. İçerisinde yürüyüş, alışveriş ve 4 mevsim yeme-içme hizmeti alabileceğiniz mekanlar bulunmaktadır.

Tarihi Harmantepe Kalesi: Küçük doğal bir tepecik üzerine kurulmuştur. Harmantepe Kalesi, Bizans’ın doğu sınırını korumak amacıyla XII. veya XIII. yüzyılda yapılmış, Sakarya Nehri’nin batı yakası boyunca birbirini gören ileri karakol ve gözetleme kuleleri niteliği taşıyan savunma yapılarından biridir. Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 18.04.1992/2404 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. Aşağı Sakarya havzasında bulunan kaleler arasında günümüze en sağlam şekliyle ulaşabilmiş kalelerden biridir. Elips şeklinde yuvarlık planlı olan kale yöresel taşlarla yapılmıştır. Sur duvarlarının kalınlığı 2 metre, yüksekliği 8-10 metre arasında değişmektedir. Ortalama 5 x 5 metre ebatlarında 6 adet burç bulunmaktadır. Burçların alt taraf iç kısmında, moloz taş ve kireç harçla yapılan dolgu malzemesi içerisine bağlantıyı sağlamak amacıyla ahşap kalasların ızgara biçiminde yerleştirildiği tespit edilmiştir. Zamanla bu kalasların çürümesi sonucu kalas yerleri yuvarlak delikler şeklinde görülmektedir. Burçların üst kısmında değişik yönlere bakan mazgal delikleri bulunmaktadır.

Kalenin ana giriş kapısı güneyde olmak üzere, farklı yönlerde ve değişik ebatlarda 5 adet yuvarlak kemerli girişi vardır. Kapıları içten kapatmaya yarayan ahşap sürgülerin sur duvarı içerisine doğru sürüldüğü delikler mevcuttur. Kapıların kemer kısımları burç ve sur duvarlarının bazı kısımları doğal tahribat sonucu yıkılmış olmakla beraber önemli bir bölümü korunmuştur. Gerek mimarı gerekse taş işçiliği yönünden, bölgemizdeki diğer kalelerle benzer özellikler taşımaktadır. Bu nitelikleri ile Bizans Dönemi yapısı olduğu anlaşılmaktadır. 2023 Yılı itibariyle temizlik ve kazı çalışmaları devam etmekte olup, şu anda ziyarete kapalıdır.

Sakarya Köprüsü: Şehrimizin simgelerinden olup, 1936-1937 yılları arasında inşa edilmiştir. Sakarya Nehri üzerinde yer almaktadır. Tescilli yapılarımızdandır.1934 Temmuz’unda karayolu ile Bolu üzerinden Adapazarı’na gelirken, şimdi Kumköy yakınlarında bulunan ahşap Tavuklar Köprüsü’nden geçen Atatürk’ün, köprünün yetersizliğini görüp, “sağlam ve güvenli beton bir köprünün inşası” emrini vermiş olması olasıdır. 108.60 metre uzunluğunda, 4.80 metre genişliğindedir. Yanına yeni köprü yapıldığından tarihi niteliği bozulmaması adına trafiğe kapatılmıştır.

Poyrazlar Gölü Tabiat Parkı: Bozulmamış doğasıyla, çevre illerden gelen ziyaretçilere günübirlik dinlenme fırsatı sunan en güzel yerlerimizden bir tanesidir. 67 hektar alana, 2.400m sahil uzunluğuna sahiptir. Gölün derinliği 3-8m arasındadır. Özellikle piknik, dinlenme, doğa yürüyüşü, yaban hayatı gözlemciliği, çeşitli spor aktiviteleri gibi açık alan etkinliklerinin yapılabildiği, insanların psikolojik yapısına ve zevkine hitap eden doğal bir manzaraya sahip mekân konumundadır. Poyrazlar gölü kara ve su kuşları açısından önemli bir zenginliğe sahiptir. Gölde günümüze kadar yapılan çalışmalarda 154 kuş türü tespit edilmiş olup; 65’i (% 42) yerli kuş türü, 47’si (% 31) yaz göçmeni, 36’sı (%23) kış göçmeni ve 6’sı transit göçer olarak belirlenmiştir. Göl çevresinde gürgen  ve meşeden oluşmuş ormanlık alanın yanında sonradan ağaçlandırmayla karaçam ve sarı çam türlerinden oluşan ormanlık alanlar mevcuttur. Dönem dönem etkinlik ve festivallere de ev sahipliği yapmaktadır. İçerisinde yeme-içme imkanları mevcuttur. Doğa yürüyüşü yapabilir, dilerseniz bisikletiniz ile veya buradan bisiklet kiralayarak sürüşler gerçekleştirebilirsiniz. Ayrıca tabiat parkı içerisinde bir çok aktivite de bulunmaktadır.

Bununla birlikte sahada Çakal, Tilki, Gelincik, Tavşan, Sincap, Kirpi, Yaban domuzu, Köstebek, Tarla Faresi, Kara Kaplumbağası, Salamandra, Benekli Toprak Semenderi, Yeşil kertenkele gibi türler de yaşamaktadır. Doğal Sit Alanı içerisinde kalmakta olup, koruma altındadır. Giriş ücretlidir. Tabiat Parkları Tarım ve Orman Bakanlığı Milli Parklar Genel Müdürlüğüne bağlı olduğundan ücretlerde Milli Parklar Genel Müdürlüğünce belirlenmektedir.

Kanuni Sultan Süleyman zamanında on beş sene sadrazamlık yapan eski Osmanlı vezirlerinden Rüstem Paşa’nın adını taşıyan cami, 1550-1560 yılları arasında Mimar Sinan tarafından yapılmıştır. Mimar Sinan’ın, Sadrazam Rüstem Paşa için Sapanca’da inşa ettiği cami, imaret, hamam ve kervansaraydan oluşan külliye, XVI. yüzyılın günümüze gelen önemli eserlerindendir. Camii zamanla değişikliğe uğramış ve Rumi 1146’da ikinci defa inşa edilmiştir. Rüstempaşa Cami’nin üstü ahşap çatı ve kiremit ile örtülüdür. Caminin yan cephesindeki yeni yazılı kitabede “Rüstempaşa Cami Yapım Tarihi 1554” ibaresi bulunmaktadır. Caminin duvarları alçaktır. Kerpiç-ahşap karışımı bir binadır. Caminin toplam arsa alanı 750 metrekare olup, iç alanı 250 metrekaredir ve kapasitesi 1.200 kişidir.

Sakarya Nehri üzerinde büyük kesme taşlardan yapılmış bir köprüdür. Kitabesinde, “Bu köprü tarihte devir açan Fatih’in oğlu II. Bayazıd tarafından H. 901 (M. 1495) yılında yaptırılmıştır.” ifadesi yer almaktadır. Köprünün Ali Fuat Paşa kısmında dokuz küçük kemer bulunmaktadır. Köprünün tam orta altında lahit biçiminde büyük ayak ve sağ yanında iki büyük kemer, ayağın diğer tarafında da büyük bir kemer bulunmaktadır. İkinci Bayezıt’ın mimar ve mühendisi Fakir Abdullah tarafından tasarlanan on dört ayak üzerine kemerli kesme taş köprünün ayaklarından dördü Sakarya Nehri üzerindedir. Tarihi menzil yollarının üzerinde bulunan köprünün boyu 150 metre, genişliği 5,60 metre, korkulukların genişliği ise 35’er santimetredir. Böylece köprü dıştan dışa 6,30 metreyi bulmaktadır. Korkulukların yüksekliği 1,05 metredir. Tamamı on dört gözlü olan köprünün kemerlerinden ikisi sonradan yıkılmış olup demir malzeme ile tamir edilmiştir. Diğer üç sivri kemer durmaktadır. Dokuz adet yuvarlak kemer kara tarafında olup küçük ebattadır. Ayakların menbâ yönünde üçgen, mansab yönünde beşgen selyaranları vardır. Günümüzde bir tek boşaltma gözü mevcuttur. Esas kitabe köprünün Geyve tarafında kalan mihrabın arka cephesindedir.

Geyve II. Bayezid Köprüsü tarih köşkünün bir önemi de 1495/96 (Hicri 901) yılını veren kitabenin çerçevesinde yer alan hatayi üslubundaki süslemedir. XV. yüzyılın sonunda belirli bir tarihte Türk süsleme sanatındaki tercihler ve yönelişler bu eserle sergilenmiştir. 0,10 metre genişliğindeki çerçeve kuşağında, rumili ve şakayık süslemeli kıvrımlı birer dalla verilen süsleme, şakayık süslemeli XV. yüzyılın ilk yarısındaki bir geleneği sürdürürken, genel görünüşü ile dönemin süsleme anlayışını yansıtır. Cumhuriyet dönemi de ana köprünün altına çelik iskelet konarak köprü önceki yıllarda iki kez restore edilmiştir. Yine Bizans Dönemi’ne ait köprü kalıntıları II. Bayezıd Köprüsü’nün kuzey tarafındaki adacık içerisinde yıkılmış durumdaki köprü kalıntıları bugün de varlığını sürdürmektedir.

Eski Sakarya Stadı ve Çark Mesire Alanının birleşiminden oluşturulmuştur. Millet Bahçesinde yürüyüş yapabilir, kitap kafede kitap okuyabilir, seyir, gözlem kulesi ve eski tirübünden Millet Bahçesini kuş bakışı seyredebilir, çevresinde bisiklet sürebilir, tarihi çark kalıntılarını burada görebilirsiniz. Ayrıca yeme-içme tesislerinin yanı sıra yöresel ürün ve magnetlerin satışının gerçekleştiği simgesel kabak evinden alışveriş yapabilir, ters evi ziyaret edebilir, lunaparkta eğlenceli vakitler geçirebilirsiniz. Özellikle yaz dönemlerinde bu alanda birçok konser ve etkinlikler de yapılmaktadır.

Tarihi Uzun Çarşı: Adapazarı’nın Osmanlı döneminden kalan en eski ve en köklü çarşılarının başında gelmektedir. Uzunçarşı’daki eski esnafın çoğu Bulgaristan, Bosna, Arnavutluk, Romanya muhacirleridir. İlk dönemlerinde ise, Ermeni ve Rumlar çarşının ilk kurucularıdır. Kentin ana ticaret merkezi konumunda olup, Sakarya halkının alışveriş hayatında önemli bir yeri bulunmaktadır. Ayrıca çevresinde Şemsiyeli Park, Tarihi Orhan Cami, Ağa Cami ve Orta Cami de bulunmaktadır.

İl Ormanı Tabiat Parkı: Bozulmamış doğasıyla, çevre illerden gelen ziyaretçilere günübirlik dinlenme fırsatı sunan en güzel yerlerimizden bir tanesidir. Özellikle piknik, dinlenme, doğa yürüyüşü, yaban hayatı gözlemciliği, çeşitli spor aktiviteleri gibi açık alan etkinliklerinin yapılabildiği, insanların psikolojik yapısına ve zevkine hitap eden doğal bir manzaraya sahip mekân konumundadır. Dönem dönem etkinlik ve festivallere de ev sahipliği yapmaktadır. İçerisinde cafe, restaurant ve market hizmetlerinden  yararlanabilir, ayrıca  Bungalov evlerinde kalabilir, bisiklet, atv, binicilik, mesire alanlarında piknik, kamp v.b. aktiviteler yapabilirsiniz. Doğal Sit Alanı içerisinde kalmakta olup, koruma altındadır. Sapanca Gölü manzaralıdır. Bulunduğu coğrafi konum ve iklimi bir çok bitki örtüsünün gelişimine imkan tanır. Ulaşımı asfalt yol olup, her mevsim gidilebilmektedir. Giriş ücretlidir. Tabiat Parkları Tarım ve Orman Bakanlığı Milli Parklar Genel Müdürlüğüne bağlı olduğundan ücretlerde Milli Parklar Genel Müdürlüğünce belirlenmektedir.

Şeyhler’de yer alan en önemli tarihi eser bugünkü adıyla Şeyh Muslihiddin Camisidir. Nahiyeye adını veren bu caminin yapımı Âhi teşkilatından Şeyh Muslihiddin tarafından XIV. yüzyılda yapılmıştır. Şeyh Muslihiddin Camisi yapı olarak, Vakıflar Genel Müdürlüğü Arşivi, 1767 numaralı defterde yer alan H. 902 (M.1486) tarihli Vakfiyede, Hacı Kıssahan namı ile şöhret bulan Muslihiddin Mustafa Bin Cüneyd tarafından yapıldığı, vakfiyede bahsedilen yapılardan biri olduğu anlaşılmaktadır. Bugün Şeyh Muslihiddin Camisi olarak isimlendirilen yapı, vakfiyeye göre zaviyeli bir camidir. H. 1236 (1820) tarihinde Kaymaslı Mehmed Ağa’ nın cami için yaptırdığı çeşmenin kitabesindeki bilgi, yapının XIX. yüzyılın ilk çeyreğinde tamir edildiği anlaşılmaktadır.

Muhtemelen yeni caminin, okulların, köy öğretmeninin ve imamının evlerinin bulunduğu alanlarla birlikte, köylünün tarım alanları Kıssahan El-Hac Muslihuddin Mustafa bin Cüneyt Vakfı’na aittir. Şeyh Muslihiddin Camii etrafında mezarlık (hazire), tarla ve dere bulunan bir arazi üzerinde yer almaktadır. Şeyh Müslihiddin Camii ampir motiflerle süslenmiş, kirişler arası kütüklerle doldurulmuş, kütüklerin üzeri ince ve muntazam tahtalarla kaplanmıştır. İçten ve dıştan tamamen ahşap olan caminin temelleri taştır. Kadınlar mahfili U şeklinde olup cami dikdörtgen planlıdır. Ön cephede ve sağ cephede olmak üzere iki kapısı bulunuyor. Cami eski bir mezarlığın içinde bulunmaktadır. Günümüzde restore edilmiştir.

Bir tarafta yeşilin, doğanın huzuru ve güzelliği bir tarafta da mavinin ferahlığı ile değişik lezzetler ve yöresel ürünlerin birbirinden lezzetli ve doğal biçimde sunulduğu, hafta sonu ve hafta içi kahvaltı keyfinin yapılacağı bir mekândır.

Osmanlı Veziri Hasan Fehmi Paşa tarafından yaptırılmıştır. Caminin yapı şekli taş-tuğla-ahşaptır ve içi çok güzel işlemelerle süslüdür. Günümüze ulaşan en eski camilerden biridir. Yakın zamanda detaylı bir restorasyon geçirerek yeniden hizmete açılan cami, estetik duruşu ve işlevi ile ilçenin tarihi güzellikleri arasında hak ettiği ilgiyi görmektedir.

Ayçiçeği Bisiklet Vadisi: Ulusal ve Uluslararası bisiklet şampiyonaları için Dünya standartlarına uygun inşa edilmiştir. Dünya’nın en büyük organizasyonları arasında gösterilen, ülkemizin de tarihinde ilk defa düzenlenen 2020 Dağ Bisikleti Dünya Şampiyonası burada gerçekleşmiştir. Hem şehrimize yurt dışından gelen izleyiciler hem de televizyonlar aracılığıyla tüm dünya ülkeleri tarafından takip edildiği için, şehrimizin ve ülkemizin tanıtımı ile turizmin geleceği açısından çok önemli bir fırsat sunmuştur. Ayrıca Sakarya, dünyada 12 şehrin sahip olduğu ‘Bisiklet Dostu Şehir’ unvanını hak kazanan 13.’ncü şehir olmuştur. Bünyesinde kafeler, oturma alanları, bisiklet yolları ve parkurları bulunmaktadır. Profosyenel parkur, yarışmalar dışında kapalı olup; halka açık olarak bağımsız kısa ve uzun olmak üzere asfalt yoldan oluşan iki ayrı parkur bulunmaktadır. Bir çok etkinlik ve konserlere de ev sahipliği yapmaktadır.

Gölya Tabiat Parkı: Sakarya Nehri kıyısında yer almaktadır. İçerisinde Sakarya Nehri’nin taşması sonucu göletler oluşmuştur. Daha sonra çevresi koruma altına alınarak piknik ve mesire alanına dönüştürülmüştür. Bünyesinde, havanat bahçesi, kafeterya, yürüş yolu, oyun parkı ve piknik alanları bulunmaktadır. Ayrıca bisiklet kiralayarak çevresinde gezilebilmektedir. Tabiat parkı iç kısmı trafiğe kapalıdır. 400 dönümlük geniş bir alana sahip olduğundan bir çok kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır.

Karasu Plajı; Türkiye’nin en uzun sahillerinden bir tanesidir. Karasu 32 Evler Plajı ve Sahil Park Plajı olmak üzere iki adet “Mavi Bayraklı” plaj yer almaktadır. Sahil uzunluğu yaklaşık olarak 20 kilometredir. Halk arasında kumlarının bazı romatizmal hastalıkların iyileşmesi için faydalı olduğu söylenmektedir. Özellikle yaz dönemlerinde oldukça yoğun ilgi görmektedir. Plaj boyunca, yeme-içme, konaklama, alışveriş, eğlence gibi bir çok imkan mevcuttur. Plaj boyunca yürüyüş yapabilir, bisikletinizle gezebilirsiniz. Halka açık plaj olduğundan ücretsizdir.

Çam dağının eteklerinde bozulmamış doğasıyla, gelen ziyaretçilere günübirlik dinlenme fırsatı sunan en güzel ve sakin yerlerimizden bir tanesidir. Özellikle piknik, dinlenme, doğa yürüyüşü, çeşitli spor aktiviteleri gibi açık alan etkinliklerinin yapılabildiği bir alandır. Dönem dönem etkinlik ve festivallere de ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle güreş alanında dönem dönem etkinlikler düzenlenmektedir. İçerisinde büfe, piknik masaları, voleybol alanı, futbol sahası, spor alanı, içme suyu, wc gibi imkanlar mevcuttur. Ayrıca “Selman Dede Türbesi” mesire alanı içerisinde yer alan caminin içerinde yer almaktadır. Doğa yürüyüşü yapabilir, dilerseniz bisikletiniz ile sürüşler gerçekleştirebilirsiniz. Ormanla kaplı bitki örtüsü sebebiyle özellikle son bahar dönemlerinde ağaçlar yaprak döker ve çok güzel manzaralar sunar. Bununla birlikte sahada Çakal, Tilki, Gelincik, Tavşan, Sincap, Kirpi, Yaban domuzu, Köstebek, Tarla Faresi, Kara Kaplumbağası, Salamandra, Benekli Toprak Semenderi, Yeşil kertenkele gibi türler de yaşamaktadır. Giriş ücretsizdir.

Sapanca Gölüne sıfır noktada yer almaktadır. Sahil bandı 620m uzunluğa sahiptir. Sapanca sahilinde yürüyüş yapabilir, yeme-içme tesislerinden yemek yiyebilir, Sanat Sokağı’ndan alışveriş  yapabilir, çay bahçelerinde oturarak keyifli vakitler geçirebilirsiniz. Özellikle akşamları çok canlı görüntüler sunmaktadır. Dilerseniz bisikletiniz ile (kiralama noktaları mevcut) dilerseniz faytonlarla bölgede keyifli gezintilere çıkabilirsiniz. 4 Mevsim gezilebilmektedir.

Gölbaşı Park içinde yürüyüş parkurları, sosyal tesisler, spor tesisleri, çocuk oyun alanları ve piknik alanları yer almaktadır. Önemli bir dinlenme merkezi olan Gölbaşı Park Sapanca Gölü manzarası ile harika bir görüntü oluşturmaktadır. Halka açık olan Gölbaşı Park hafta sonu ziyaretçi akımına uğramaktadır. Sapanca Gölüne karşı gün batımını izleyebilir ve sevdikleriniz ile keyifli anlar yaşayabilirsiniz. Her mevsim ziyaret edilebilmektedir. Çevresinde biri kısa diğeri uzun olmak üzere iki ayrı bisiklet yolu bulunmaktadır. Bu yollarda keyifli sürüşler gerçekleştirebilirsiniz.

Kaynarca Plajı; Türkiye’nin en uzun sahillerinden bir tanesidir. Sahil uzunluğu yaklaşık olarak 15 kilometredir. Halk arasında kumlarının bazı romatizmal hastalıkların iyileşmesi için faydalı olduğu söylenmektedir. En sakin plajlarımızdan birisidir. Plaj boyunca herhangi bir yeme-içme ve alışveriş imkanı bulunmamakta olup, yaz dönemlerinde sezonluk sahilde açık bir tesis bulunmaktadır. Tedbirli gitmekte fayda olacaktır. En yakın içme suyu ve wc 400 mt mesafede köy içerisinde yer almaktadır. Plaj boyunca yürüş yapabilirsiniz. Özellikle koruma altında olan kum zambaklarını da burada görmek mümkün. Halka açık plaj olduğundan ücretsizdir.

Küçükboğaz Gölü: 50 hektar büyüklüğündeki gölün etrafı çamlarla kaplı ve dinlendirici sessizliği ile hafta sonları turistlerin uğrak yerlerinden birisidir. Olta balıkçılığına açık olan bu gölde kızılkanat, sazan, tatlı su kefali gibi balık türleri de mevcuttur. Küçükboğaz Gölü’ nün en önemli özelliği bir lagün gölü olmasıdır. Lagün, denizden kıyı kordonu veya bir set ile ayrılan göl türüdür. Göl, kıyısındaki bitki çeşitliliği, suyun berrak mavisi özellikle doğanın canlandığı dönemlerde tam bir renk cümbüşü yaratıyor. Gölün çevresindeki mesire yerinde insanlar piknik yapıp, balıkçılık veya avcılık yaparak hoşça vakit geçirmektedirler. Ayrıca  gölün her iki tarafında da dinlenme yeme-içme tesisleri bulunmaktadır. Sahil bandında Karadeniz

İlimizin en güzel paraşüt ile uçuş yapılabilecek alanlarından bir tanesidir. Ayrıca bu alan paraşüt tepe diye de bilinir. Kırantepe’nin uçuş için bu kadar iyi olmasının en önemli sebebi harika denilebilecek ölçüde bir eğiminin olması ve yeşil ile Sakarya’nın ayaklarınızın altında olmasıdır. Dönem dönem Temmuz ayı içerisinde geleneksel “Yamaç Paraşütü Festivali”de düzenlenmektedir. Eğitim alarak yalnız başınıza uçabileceğiniz gibi, hiç bir eğitime gerek olmadan, profesyonel eğitmenler eşliğinde uçabilmeniz de mümkün. Bu uçuşlara çift kişilik uçuşlar yada tandem yamaç paraşütü uçuşları denmektedir. Ulaşımı asfalt yol olup, her mevsim ulaşılabilmekte ancak uçuş için uygun hava şartları dikkate alınmalıdır. Kırantepe’de yeme-içme, su, wc gibi imkanlar bulunmadığından, hazırlıklı gitmenizde fayda olacaktır.

Tarihi ve tescilli yapılarımızdan bir tanesidir. Dikdörtgen planlı, İki katlı caminin üst örtüsü kırma çatı olup, kiremitle kaplıdır. Birinci kat dükkan olarak kullanılmaktadır. Caminin dış cephelerinde saçak altında bitkisel motifli süslemeler mevcuttur.

Sakarya Nehri ve Tarihi II.Bayezit Köprüsünün yanında yer almaktadır. İki katlı kagir bir yapıdır. 30 Ekim 1989 tarihinde Kuvayı Milliye ve Ali Fuat Cebesoy Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Müzenin zemin katı Kuvayı Milliye Müzesi olarak düzenlenmiştir. Giriş güney cephedendir. Ortada bir salon ve bunun her iki yanında üçer oda olmak üzere altı oda bulunmaktadır. Girişin hemen sağındaki oda memur odası, sol taraftaki oda kütüphane, diğer kısımlar ise sergi salonu olarak kullanılmaktadır. Bu salonlarda; Kuvayı Milliye döneminde görev almış şahsiyetlere ait fotoğraflar, Amasya, Erzurum ve Sivas kongre metinleri, Atatürk’ün el yazısı ile yazılmış 10.Yıl Nutku fotokopileri, Kuvayı Milliye dönemine ait kronoloji, fotoğraflar ve haritalar duvarlara asılı olarak sergilenmektedir.

Binanın batıya bakan dış yüzündeki betonarme merdivenlerle çıkılan, kuzeybatı köşedeki giriş salona açılmaktadır. Bu salon ve etrafındaki odalarda; Ali Fuat Cebesoy’a ait giysiler, karyola, madalyalar, belgeler, fotoğraflar ve muharebe krokileri sergilenmektedir. Müzede 26 etnografik ve 47 arşiv vesikası olmak üzere toplam 73 adet eser vardır. Müze, Pazartesi Hariç Haftanın her günü 08:00–12:00, 12:30–16:30 saatleri arasında ziyarete açıktır.

Taraklı Tuzla Köyünün üst kısmındaki dere yatağından başlamaktadır. Rakım 968m dir. Uzunluğu  1 km’dir. Her mevsim içerisinde su bulunmaktadır. Profesyonel rehber ve teknik ekipman olmadan kanyonda gezmek mümkün değildir. Kanyon geçişi kısa gibi görünsede 5-6 saati bulmaktadır. İçerisinde bir çok şelale vardır. Mevsim şartlarına göre şelalelerden su akmaktadır. Aşırı kurak dönemlerde su akmamaktadır.

Tarihi İpekyolu üzerinde yer almaktadır. (Cittaslow) Sakin Şehir unvana sahip ilçemizdir. Ayrıca ve en iyi Turizm Köyü ilan edilmiştir. Sivil mimari örnekleri, tarihi yapıları, çarşıları, konakları, türbeleri, camileri, sokakları ve asırlık çınarlarıyla günümüze kadar korunarak gelmiştir. Termal Turizm Merkezi içerisinde yer almasından dolayı kaplıca anlamında da son zamanlarda öne çıkmıştır. Taraklı başlı başına tarih kokan eski bir Osmanlı kasabasıdır. Taraklı’nın tarihi sokaklarda gezelebilir, tarihi konaklarda kalabilir, kafelerde günün yorgunluğunu atabilir, yöresel lezzetlerden tadabilir, el sanatları ve yöresel ürünlerden satın alabilir, Hisar Tepesinden Taraklı’ya kuş bakışı bakabilirsiniz. Tarihe tanıklık etmek için mutlaka Taraklı’ya gitmelisiniz.

Muhammet Fatih Safitürk Sosyal Tesisleri (Geyve Seyir Terası), Geyve İlçesini kuş bakışı görme imkanı sunan en güzel seyir alanlarımızdan bir tanesidir. 50 dönüm arazi üzerine kurulmuştur. 450m yükseklikte yer almaktadır. Yöresel ürünlerin satışının yanı sıra  serpme kahvaltıların en gözde noktalarından bir tanesidir. Bünyesinde lokantalar, seyir terası, yürüyüş alanları, oyun parkları ve piknik alanları bulunmaktadır.

Pamukova İlçesini kuş bakışı görme imkanı sunan en güzel seyir alanlarımızndan bir tanesidir. 300m yükseklikte yer almaktadır. Serpme kahvaltıların en gözde noktalarından bir tanesidir. Bünyesinde lokanta, seyir alanı, yürüyüş alanları, oyun parkları ve piknik alanları bulunmaktadır.

Ferizli İlçesini kuş bakışı görme imkanı sunan en güzel seyir alanlarımızdan bir tanesidir. 100m yükseklikte yer almaktadır. Serpme kahvaltıların en gözde noktalarından bir tanesidir. Bünyesinde kafeterya, seyir alanı, yürüyüş alanları, oyun parkları ve piknik alanları bulunmaktadır.

Kuzuluk Tabiat Parkı: Bozulmamış doğasıyla, çevre illerden gelen ziyaretçilere günübirlik dinlenme fırsatı sunan en sakin yerlerimizden bir tanesidir. Özellikle piknik, dinlenme, doğa yürüyüşü, yaban hayatı gözlemciliği, çeşitli spor aktiviteleri gibi açık alan etkinliklerinin yapılabildiği, insanların psikolojik yapısına ve zevkine hitap eden doğal bir manzaraya sahip mekân konumundadır. Mesire alanında piknik ve spor yapabilirsiniz. Kuzuluk merkezine yakın olduğundan dolayı alışveriş imkanlarıda mevcuttur. İçerisinde, çeşme,wc, kamelya, barbeku, çocuk oyun alanları, mescit, yürüyüş yolları gibi imkanlar mevcuttur. Ulaşımı asfalt yol olup, her mevsim gidilebilmektedir. Giriş ücretlidir. Tabiat Parkları Tarım ve Orman Bakanlığı Milli Parklar Genel Müdürlüğüne bağlı olduğundan ücretlerde Milli Parklar Genel Müdürlüğünce belirlenmektedir.

Orta Camii Hicri 1165 (Miladi 1752) tarihinde yapılmıştır. Uzunçarşı içerisinde Pirinç Pazarı ve Aynalı Kavak Çarşısı arasındadır. Kare planlı, İki katlı yapının üst örtüsü kırma çatı olup, kiremitle kaplıdır. Cami yapı tekniği olarak kâgir dir ancak dış cephe duvarları ahşap kaplamalıdır. Cami tek minarelidir. İbadete açık olan üst katı, caminin orijinal halini yansıtmaktadır. Üst kat aynı zamanda asma bir kata sahiptir. Bu asma kat kadınlar mahfeli olarak kullanılmaktadır. Harim kısmında, müezzin mahfeli, mihrap ve ahşap olan tavan ve süslemeleri orijinalliğini korumaktadır. Camiin ilk katında dükkân olarak kullanılan kısmında, şu anda dükkânlar arasında kalmış bir de şadırvan yer almaktadır. Şadırvan cami ile beraber yapılmıştır.

Osmanlı dönemi eserlerinden bir tanesidir. Cami ile bitişik olan türbede, Ahmet Sultan, eşi ve üç çocuğuna ait olduğu rivayet edilen beş adet mezar bulunmaktadır. Mezarların üzerine tabut şeklinde beton dökülmüştür. Mezarları çevreleyen türbenin duvarlarının alt kısmı taş ve yığma tuğladan karışık, üst kısmı ile tonozlu kısım ise tamamen yığma tuğladan yapılmıştır. Osmanlı mimarisi ile inşa edilen türbenin iç ve dış kısmında hiçbir süsleme unsuru yoktur. Yapının girişi doğu cepheden küçük kemerli bir kapı ile sağlanmıştır. Mezarların bulunduğu bölüme girmeden önce ahşap örgülü bir çit ile ziyaretçi kabul ve dua okuma yeri ayrılmıştır. Yapının üzeri kiremit çatı ile sonradan örülmüştür. Günümüzde restore edilmiştir.

Sakarya Nehri kenarında 120 dönümlük arazi üzerine kurulmuştur. Sakarya Park’ta yürüyüş yolları, bisiklet yolu, büfe, lunapark, yeme-içme tesisleri, Necip Fazıl Kısakürek Sakarya Şiir Anıtı, Anıt Köprü, çocuk oyun parkları, amfitiyatro gibi bir çok aktivite mevcuttur. Dönem dönem etkinlik ve festivallerde yapılmaktadır. Şehir merkezine yakın olması sebebiyle sürekli kendisine ziyaretçi çekmektedir.

10 bin metre kare arazi üzerine kurulmuştur. Bünyesinde 4500m² suni gölet yer alma, bu gölette göl bisikleti ile gezintiler yapılabilmektedir. Gölet çevresinde açık ve kapalı kamelyalar bulunmaktadır. Çocuklar için çeşitli oyun aktiviteleride yer almaktadır. Göletin etrafında tam tur yürüyüş yapılabilmektedir. Ayrıca  yeme-içme ihtiyaçları karşılanabilmek için birde işletme yer almaktadır.

Lavanta Bahçesinde mor çiçekler arasında huzur yolculuğuna çıkabilir, rengarenk fotoğraflar çekilebilirsiniz. Evlenecek olan veya evlenme teklifi yapacak olan çiftlerin en gözde mekanları arasındadır. Özellikle hafta sonları yoğun ilgi görmektedir. Huzur arayanlar ve stres atmak isteyenler için birebirdir. Bulunduğu konum itibariyle doğa içerisinde yer almaktadır. Dileyenler lavanta ürünlerinden yapılan kolanya, lavanta yağı ve sabundan satın alabilirler. Haziran sonu itibariyle başlayıp Ağustos ayının ortalarında sezon bitmektedir. Yeme-içme, wc gibi imkanlar bulunmamaktadır. Ancak 500m mesafede köy içerisinde bakkal, wc gibi imkanlar mevcuttur.

Taraklı İlçemizde Yusuf Bey Mahallesi’nde yer almaktadır. 7 Asırlık Çınar Ağacı olarak bilinir. Osmanlı devleti topraklarına kattığı her yerleşim yerine çınar ağacı dikme geleneğinin Taraklı’da da sürdürmüştür. Tarihi Çınar Ağacı ilçemizin simgesi konumundadır. Hemen yanı başında yine günümüze kadar devam eden eski birde çeşme yer almaktadır. Gelen misafirlerin dinlenebilecekleri kamelyalarda mevcuttur. Yerli ve yabancı ziyaretçilerin en uğrak yerleri arasında yer almaktadır.

Sakarya’mızın en önemli şelalelerinden bir tanesidir. Özellikle doğa tutkunlarının en gözde yerleri arasında yer almaktadır. Rakım olarak 450 mt seviyelerindedir. Ulaşımıntamamı asfalt yoldur. Yollar virajlı ve sadece 2 araç geçebilecek şeklindedir. Büyük araçlarla ulaşımda zorluklar olabilir. Yoğun kış dönemlerinde yolun son km leri  karla kaplanmakta olup, diğer dönemlerde rahatlıkla ulaşılabilmektedir. Şelalenin başlangıç noktasında yerel kafeterya olup, her zaman açık değildir. Şelaleye ulaşım kafeterya yanındaki fındıklık içerisinden toprak patika yoldan sağlanmaktadır. Şelale konum olarak dere yatağında bulunduğundan başlangıç noktasından 300 mt aşağıdadır. Şelaleye iniş ve çıkış ortalama 40 dakika sürmektedir.